Kadın Denince Aklıma Gelen İsim : Sylvia Plath

* .. Gene de, bütün bunlar bir kez daha dünyanın bir erkek dünyası olduğu olgusuna varmıyor muydu? Çünkü bir erkek her önüne gelenle düşüp kalkmayı seçerse, gene de estetik bir biçimde rastgele ilişki kurmaya burun kıvırabilir. Gene de, bir kadının ona bağlı kalmasını, onu kendi kösnüsünden kurtarmasını isteyebilir. Ama kadınların da kösnüleri vardır. Niçin heyecanların bekçisi, bebeklerin gözeticisi, erkeğin ruhunun, bedeninin, gururunun besleyicisi durumuna düşsünler? Kadın doğmak benim korkunç tragedyam. Dölyatağına düştüğüm andan başlayarak, penisle erbezi torbası yerine göğüslerle yumurtalar büyütmeye; tüm eylem, düşünce ve duygu çemberimin katı bir biçimde kaçınılmaz dişiliğimle kuşatılmasına yazgılıydım. Evet içimi yakan, yol ekipleri, denizciler, askerler, bar müdavimlerine karışmak, bir sahnenin bir parçası olmak isteği -adsız, dinleyen, kaybeden -her şey benim bir kız, her zaman saldırıya uğrama, bir kötü davranışla karşılaşma tehlikesi içinde bir dişi olmam olgusuyla mahvolmuş. Erkeklere, onların yaşamlarına duyduğum ilgi, çok kez onları baştan çıkarma isteği ya da onlarla yakınlık kurmaya bir çağrı gibi anlaşılmıştır. Evet, Tanrım, ben herkesle olabildiğince derinden konuşmak istiyorum. Açıklıkta uyuyabilmek, batıya yolculuk etmek, geceleri serbestçe yürüyebilmek istiyorum.
* Yaşamdan aldığın bütün hazları yitirdin. Önünde bir dizi çıkmaz sokak var. Yarı isteyerek yarı umutsuzca yaşamdan bağını koparıyorsun. Bir cinselliği yok etme makinası oluyorsun. Sevmeye başlamanın nasıl olduğunu bilsen de sevemiyorsun.
   Her düşünce bir şeytan, bir cehennem! Birçok şeyi baştan yapabilseydin, ah! Nasıl değişik bir biçimde yapardın onları. Eve gitmek, dölyatağına dönmek istiyorsun. Dünyanın kapılarını bir bir yüzüne kapatmasını uyuşmuşça, burukça seyrediyorsun. Neşeli olmanın, gülmenin, kapıları açmanın bir zamanlar ah bir zamanlar bildiğin gizini unuttun!


* Güçsüzken bir neden vardı, şimdi hiçbir neden görmüyorum.


* İntihar etmeyi hiç düşünmediyseniz, intihar sizin için anlaşılır birşey değildir.


* Gümüşüm ve doğruyum. Önyargılarım yok. Gördüğüm herşeyi yutuveririm bir anda, olduğu gibi. Aşkın veya nefretin sisiyle kaplı değilim. Zalim değilim, içtenim yalnızca.


* Bir şeyin öldüğünü ve özgür olduğunu düşünürsün, sonra onu içine çöreklenmiş sana gülümserken bulursun.
* Ölmek bir sanattır her şey gibi eşsiz bir ustalıkla yapıyorum bu işi,
   öyle ustaca ki insana korkunç geliyor,
   öyle ustaca ki gerçeklik duygusu veriyor.
   Bu konuda iddialıyım sanırım.