Çivi Çiviyi Söker Mi?

24 yaşıma kadar "Çivi çiviyi söker" mantığıyla yaşadım. İşe yaramadı mı, yaradığı çok oldu. Ama bazen işe yaramak bir yana herşeyi daha da zor hale getirebiliyorsun böyle yapınca. Mesela gerçekten aşık olmuşsan yada aşık değilsen ama yine de canın çok yandıysa.. Ben hep kaçmaya çalıştım acı çekmekten, düşünmemek için kendimle başbaşa kalmamak için uğraştığım zamanlar çok oldu. Ama bunlar bazen hiç işe yaramaz. Aksine daha da sarpa sarar herşey. Bastırmaya çalıştığın iç sesini erteledikçe, acını daha çok içine gömersin. Ama asla yok edemezsin. O mutlaka zayıf bir anını bulur ve geri teper.. Üstelik aynı ilk günki gibi.. Bazen izin vermek gerekir.. Ağlaman gerektiği an ağlaman gerekir, yasını tutman gerektiği an yasını tutman gerekir, acı çekmen gerektiği an acı çekmen gerekir. İyileşmek istiyorsan, yeniden "gerçekten" gülümseyebilmek istiyorsan bunları yaşamak zorundasın.. Aksi halde acıların geri teperken senden intikam alırcasına davranır. Üstelik yanında pişmanlıkları da getirerek.. Eninde sonunda borcunu ödersin hem de faiziyle.. (bknz. Ben)
Ben hep iyi bir oyuncu oldum bu konuda. Hatta son zamanlarda oscarı hakettiğimi düşünüyorum. Zaten neşeli, hayat dolu görünen insanlar en çok acı çekenlermiş aslında. Beni tanıyan insanların çoğu beni çok güçlü bir insan sanar. Oysa ki değilim, değildim. Bu yüzden birgün arkama bakmadan hepsinden kaçtığımda şaşırdılar. Bu yüzden beni hemen topalanır sandılar.. Ama bu defa yanıldılar. Artık hiç birşey eskisi gibi değil, eskisi gibi olmayacak. Birçoğu beni tamamen unutmak zorunda kalacak. 24 yıllık yaşantım boyunca yaşadıklarımdan çıkardığım tek sonuç: Ne kadar az insan, o kadar az acı.. Çivi çiviyi söker mantığıyla ne biten bir ilişkinin ardından yeni bir ilişki arayışına girerim bundan böyle, ne de kazık yediğim dostların ardından yeni dostlara yer açarım kalbimde.. Çivilerimi çivilerle değil, paramparça olsa da kendi ellerimle söküp atma vakti geldi de geçiyor bile..