zırvazırvazırvazırvazır

Hani böyle yalnız yaşayan erkekler vardır ya, odaları dağınıktır, saçları bile tütün kokuyordur,
Yalnızlıktan kurtulmak isterler,
bir kadın gelsin ona tekrar yaşadığını hissettirsin,
onu sevsin 
ona tekrar hayat versin isterler.
Aynen öyleyim işte.
Odam hiç olmadığı kadar dağınık.
Arada bir yatağı toplamaya kalktığımda garip garip şeyler çıkıyor, gülüyorum
ama hiç komik değil aslında.
Biri var, güzel beklentiler içine girdiğim,
aramasını beklediğim,
gün içinde güldüğüm, mutlu olduğum, umutlandığım tek zaman dilimi. 
Ama çok uzakta.
O telefon kapandığı an karanlığım yüzüme iniyor tekrar tokat gibi.
Bakıyorum odam hala iğrenç, 
içim hala ölmüş hayvan gibi kokuyor.
Suratım düşüyor tekrar.
Okul desen adapte olamıyorum hala,
o 3-4 saat boyunca bile bitse de gitsem diye diye kendimi iyice soyutluyorum.
Ders bittiği an kaçarcasına çıkıyorum.
Ders çalışmak desen zorluyorm, 
cidden zorluyorm kendimi,
uğraşıyorum,
ama hiç verimli olmuyor.
Olmuyor işte geçmiş ders çalışmak falan.
Bok gibi oturup kalıyorum yine en sonunda.


Biri gelsin, hayatımı düzene soksun, beni saçmalamaktan alsın istiyorum.
Hatta mümkünse odamı da toplayıp düzenlesin.
Ne var yani ne, hep kadınlar mı yapar bunu!
Her neyse,
kahve içeceğim ben, gündüz sıcaktan içilmiyor, gece de içmeyince başım tutuyor.
Sonra gelip zırvalamaya devam ederim.