falan filan

  Saat 6.00..
Saçmalamama kararı aldım yine.. Hep böyle saatlere denk gelir "Kendine gel" deyişlerim.. Her zaman dinler miyim kendimi, dinlemem. Nadirdir zaten benim söz dinlediğim. Ters bir insanım, hatta lanetin tekiyim evet. Ama denemedim değil bunun aksini.. Denedim. Gelin görün ki, üstümde güzel durmadı. Her halükarda acıtırdı insanlar ama sözlerini dinlediğinizde daha çok acıtıyorlarmış; gördüm, bildim, yazdım aklımın bir köşesine. Her neyse mevzu bahis bu değil. Mevzu bahis ne derseniz, aslında ben de bilmiyorum, yine fütursuzca zırvalıyorum işte..

  Saat 6.30
Ezan okunuyor İzmir'de. Eskiden ezan okunduğunda dua ederdim. Şimdi hocanın sesi nasıl, güzel mi diye kulak kabartıyorum farkettiğimde. Bir de Turgut Uyar'ın Palyaço şiirinin şu kısmı geliyor aklıma ki bağlantıyı kurmakta cidden zorlandığım bir kısmı bu: "biraz biraz anlıyorum ki, / yüzler eller, o terli vücutlar filan / her şey plastikmiş biraz"

 
Saat 6.45

Neden böyle ara vere vere devam ediyorum bilmiyorum.. Çok dağınığım sanırım bu yüzden.. Hem de her zamankinden daha dağınık.. Son günlerde bir adam düştü aklıma ama aklımdan başka kimseye söylemedim. Söylemem de zaten çünkü saçmalamama kararı aldım, dedim ya.. Bacaklarım beni zor taşıyor.. Başka bir adam fikrini daha taşıyamayacak kadar güçsüz.. Hem de onun gibi bir adam. Zaten ben o oyunu çok izledim, daha ne kadar izleyebilirim ki sonunu bildiğim bir hikayeyi.. Tamam, esas oğlan her seferinde farklı bir maske takıyor ama oyunculuğu o kadar berbat ki her seferinde dayanamayıp sahneye kusuyorum.. Ve bu kadarı kafi, zira artık kusacak bir his kalmadı içimde.

 Saat 7.00
Gözkapaklarım ağırlaşmaya başladı.. Öğlende sınavım var, lakin gitmeyi düşünmüyorum. Çünkü çalışamadım. Çalışmadım değil, çalışamadım. Dersine girmeden, hangi konular sınava dahil bilmeden, başkalarının notlarıyla çalışılamıyor çünkü. Yüzyıllar önce şifreyle yazılmış bir kehaneti çözmeye çalışıyor gibi hissediyorum kendimi. Bok gibi yani.. Ama salı günü gerekirse kendimi okula zincirleyeceğim, çünkü devamsızlıklarımı şimdiden doldurdum ve o derslerin hepsini vermek zorundayım.
Şu an bir yandan dışarıyı kesiyorum, hala bir aydınlanma belirtisi yok havada.. Bugün geç mi kaldı güneş?! Bir an güneşin hiç doğmayacağını hayal ettim.. Düşünsenize, güneş yok, hep karanlık.. Güneş ölmüş.. Ne enteresan olurdu.. Gerçi yine gündüz uyuyan gece yaşayan insan moduna geçtiğim için ben çok da yadırgamam bu durumu sanıyorum.. Ama merak etmeyin siz de alışırdınız, o kadar da kötü değil çünkü.. Karanlık iyidir.. İnsanı dinler.. Emin olun insandan daha iyi dinler.. Neyse.. Sanırım artık yatağa girmek istiyorum.. Biraz kitap, biraz müzik derken yavaş yavaş uyurum.. Size iyi sabahlar, aman benim gibi güneşi öldürmeyin siz, kafanızda bile olsa..

  Saygılar efenim..