Sorular..

  Gerçekte üzülecek onca şey varken, ben neden hayali olanları seçiyorum?

  Anlatacağım, anlatmam gereken onca şey varken peki, ben neden hala yıllanmış birkaç kelimeyle oynayıp duruyorum?

  Artık öyle bir noktaya geldim ki, adeta kaybetmekten zevk alıyor gibiyim.

Ve neden çok şey yapabilecekken durup izlemeyi seçiyorum?

Gitmesine neden izin verdim?

Gerçekten kırılmış mıydım?

Peki benim kırıp döktüğüm? O da bir kalp değil miydi?

Neden kaçıyorum üstüne düşünmekten?

Onun gibi bir dost bulabilir miyim bir daha?

Özledim mi?

Özlemek nasıl birşeydi ki?

Hayır, özlem değil bu.. Tüm hislerim gibi onu da yitirdim.

Bu birşey gibi, böyle değişik birşey,
kekremsi bir tadı var,

Böyle kötü birşey gibi.

Çok kötü birşey gibi. 

Peki neden hiçbir şey yapmıyorum o zaman?

İnsanlardan daha ne kadar uzağa gidebilirim, bunu mu merak ediyorum?


Yeter,
sus artık. 

Bilmiyorum.