bir film izledim, hiç film gibi değildi.

- inanmak istediğim herşeye inandım bugüne kadar kaan. sonunda öleceğime, sonunda kanayacağımı bildiğim halde, istediğim herşeye inandım. birşeyleri elde etmeye çok yakın hissettiğimde de kaybettim.
- angutsun yani.
- evet.*

Filmi izlerken durdurup not ettim yukardaki konuşmayı. İlk kez bildiğim  hayatları, tanık olduğum olayları anlatan bir film izledim. Yani hiç film gibi değildi. Karakterlerin bir yada iki tanesinde değil hepsinde bir parça vardım. Yalnız olmayan yalnızlarız biz sanırım. Biz Kaan'ın dediği gibi "angut"larız. Yeraltı edebiyatına ilgi duyan, kaçık, umursamaz, kaybedenleriz. Kaybettiği için delirmiş, delirdiği için kaybetmiş; ne kaybetmekten ne de delirmekten yakınmayan angutlar. Mutsuz olan ama mutsuz olduğu için mutlu olan angutlar..

Ha bir de filmle ilgili bir tespitim daha var: Kitap gibi bir filmdi be!  Müthişti yani kısaca!

* Kaybedenler Kulübü (şiddetle izlemenizi tavsiye ederim efenim)


gereksiz bir not: Yiğit Özşener çok acayip nan, hem yakışıklı hem sempatik hem yetenekli, maşallah. İçimdeki ergene selam olsun :)