Kasım 19

  Aldığım kararlar bir adımdan öteye taşıyamıyor artık beni. Yürümeyi unutmuş gibiyim. Zamanında çok mu hız yaptım, çok mu kaza geçirdim, bu korku niye? Daha kaç yaşındayım ki? Bu kadar erken nasıl yaşlandım? Yaşadığımı hissetmiyorum bile. Bitti dedim, o 1 senelik ara bitti. Bu kadar kolay olamazdı ama değil mi? Bu kadar kolay olmayacak. Birşeyleri değiştirmem gerek. Bu hapsi benim için zevkli hale getiren şeylerden başlamalıyım belki de. Gazeteler, dergiler, kitaplar bir süreleğine uzak kalmalıyım belki hepsinden. Belki bilgisayarı bozmalıyım. Belki biraz uyku hapı. Bilmiyorum. Neyi nasıl yapmam gerektiğini bilmiyorum. Eskiden uzun yolculuklara çıkardım. Bir sevgili, bir arkadaş ya da ailem.. Uçak kullanacak param olsa bile otobüsü tercih ederdim. Başımı cama yaslayıp hayaller kurardım yol boyu. Hiç gerçek olmayan hayaller. Ağlayarak dönsem bile gittiğim yolları, severdim gece yarısı mola yerlerinin soğuk salonlarını. İnsanların yüzlerine bakmayı. Yanlarındakilere hissettiklerini tahmin etmeye çalışmayı.. Sevişip koklaşan çiftlere gülümsemeyi.. Şimdi kimseyle göz göze gelmeye bile tahammül edemiyorum. Suratım mahkeme duvarı gibi biliyorum. Ailemi görmeye, doğduğum semte, İstanbul'uma gitmek bile ölüm gibi geliyor. Gittim mi, dönmek istemiyorum çünkü. Orda nefes aldığımı hissediyorum çünkü. Annemin kokusu, babamın koynu, abimin kahkahası çok sıcak çünkü. Onlar dışında artık herkes beni ürkütüyor çünkü. Korkuyorum. Çok korkuyorum. Ama yine de istiyorum.. Hayatımı geri istiyorum. Neye nerden başlamalıyım ama, hiç bilmiyorum.