İçim kabarıyor *

  İçim kabarıyor.. İçim kabarıyor diyorum, aklıma Turgut Abim düşüyor.. Turgut Abim dediysem Turgut Uyar işte.. Epey oldu, oturup iki kadeh içmeyeli.. Şiirleri, sesi alkolla kanıma karışmayalı epey oldu.. Bildiğim dizelerini tekrarlıyorum. Şunu örneğin


 Binlerce

binlerce pazartesi geçti ömrümde
hangisiydi o çıkaramıyorum
bir kiraz yediğimi hatırlıyorum kurtluydu
demek oldukça eski

bir de saçmasapan şeyler
bir kızın dizaltını örneğin
bir adamın çirkin sigara icişini

nasıl yaşanıyor bu vesayetli dünyada
hangi çılgınlar nasıl dayanıyor buna
kimsenin soyunu sopunu bulmak görevim değil
kendi öykümü düzenlemek yetiyor bana
güzel bir öğle vakti
eski güzel bir akşamı hatırlayarak
sonra dopdolu şeyler
damacanalar gibi
içim kabarıyor

sonu olsun diyorum
neyin sonu ama
 hiç değilse bu taş basamakların.

  Birşeylerin fazlası, birşeylerin eksiğine karışıyor. Çıkıyorum sokağa sonra bir akşamüstü, alabildiğine yürüyorum. Kapşonunu geçirmişim kafama montumun, toprağın altına kafasını sokan devekuşuyum sanki. Yürüyorum, yürüyorum.. Nefesim daralıyor bir an, bir otobüs durağına sığınıyorum. Onlarca otobüs geçiyor, hiçbirine binmiyorum. İnsanlar geliyor, insanlar gidiyor. Ben bekliyorum. Hiçbir şeyi bekliyorum ben. Buz kesmiş elim ayağım. Siyaha çalan kahverengi gözlerimi görüyorum camdaki aksimde. Soğuk. Keskin. Hiçbir şeyi bekleyen bir çift göz "Hadi" diyor, "Gidelim..İçim kabarıyor."